-
Bir parça bestelemeden önce, kendim eşliğinde birkaç kez etrafta dolaşıyorum.
-
Neden Tanrı'ya saldırıyorsun? O da bizim kadar mutsuz olabilir.
-
Je suis venu au monde tres jeune dans un temps tres vieux
-
Dünyaya çok genç, çok yaşlı bir yaşta geldim.
-
Tecrübe bir felç şeklidir.
-
Çeyrekten on bire kadar olan kısmı beğendim.
-
Hayalim sadece Operada değil, her yerde çalınmak.
-
Kastetmediğim bir notu hiç yazmadım.
-
Opera, karakterlerin hareket ettiği ve konuştuğu müzikal bir manzara, müzikal bir atmosferdir.
-
Sadece beyaz yiyecekler yerim: yumurta, şeker, rendelenmiş kemikler, ölü hayvanların yağları; dana eti, tuz, hindistancevizi, beyaz suda pişirilmiş tavuk; meyve kalıbı, pirinç, şalgam; kafurlu sosis, hamur, peynir (beyaz), pamuklu salata ve bazı balıklar (derisiz).
-
Hayvanların müziği hem sevdiğinden hem de uyguladığından şüphe edemeyiz. Bu apaçık ortada. Ama onların müzik sistemi bizimkinden farklı görünüyor. Burası başka bir okul....Onların didaktik çalışmalarına aşina değiliz. Belki de hiç yoktur.
-
Ben gençken insanlar bana derdi ki: Elli yaşına kadar bekle, göreceksin. Elli yaşındayım. Hiçbir şey görmedim.
-
Müzisyen belki de hayvanların en mütevazısıdır, ama aynı zamanda en gururlusudur.
-
Ben senin açık ara amirinim, ama kötü şöhretli alçakgönüllülüğüm bunu söylememi engelliyor.
-
Her zaman kırık bir kalple ölmekten bıktım.
-
Odama gittim ve küçük şeylerin yavaş yavaş gelişmesine izin verdim.
