Dilgo Khyentse Rinpoche ünlü alıntılar

Zihninizi işe yaramaz düşüncelerle doldurmayın. Geçmişi düşünmek ya da geleceği tahmin etmek ne işe yarar? Şimdiki anın sadeliğinde kalın.

Zihninizdeki nefretin üstesinden geldiğinizde, dışarıdaki dünyada artık tek bir düşman bile diye bir şeyin olmadığını keşfedeceksiniz.

Gökyüzünde bir gökkuşağı canlı bir şekilde göründüğünde, onun güzel renklerini görebilirsiniz, ancak kıyafet olarak giyemez veya süs olarak giyemezsiniz. Çeşitli faktörlerin birleşmesiyle ortaya çıkar, ancak bu konuda kavranabilecek hiçbir şey yoktur. Aynı şekilde, zihinde ortaya çıkan düşüncelerin somut bir varlığı veya içsel sağlamlığı yoktur. Özü olmayan düşüncelerin sizin üzerinizde bu kadar fazla güce sahip olmasının mantıklı bir nedeni yoktur ve onların kölesi olmanız için de hiçbir neden yoktur.

Meditasyonun Basitlik Sanatı olduğu söylenebilir: basitçe oturmak, basitçe nefes almak ve basitçe olmak.

Duyarlı varlıklar, ben ve diğerleri, düşmanlar ve sevgililer - hepsi düşüncelerle yapılır. Bir ip görmek ve onu yılan sanmak gibidir. İpin yılan olduğunu düşündüğümüzde korkarız ama bir kere ipe baktığımızı gördüğümüzde korkumuz dağılır. Düşüncelerimiz bizi yanılttı. Aynı şekilde, zihinsel olarak kendini ve başkalarını üreterek, bağlanma ve isteksizlik yaratırız.

Bir cübbenin zamanla yıpranıp paçavraya dönüşmesi gibi, hayat günden güne, saniyeden saniyeye yıpranır.

Bizi zincirleyen ya da özgürleştiren zihnimiz ve tek başımızadır.

Zamanınızı gerçek ruhani arkadaşlarla geçirmek sizi tüm varlıklara olan sevgiyle dolduracak ve bağlanma ve nefretin ne kadar olumsuz olduğunu görmenize yardımcı olacaktır. Bu tür arkadaşlarla birlikte olmak ve onların örneklerini takip etmek, tıpkı altın bir dağın etrafında uçan tüm kuşların altın ışıltısıyla yıkanması gibi, doğal olarak size iyi niteliklerini aşılayacaktır.

Her geçen gün, sahip olduklarınızdan memnun olun ve olanlardan memnun olun. Diğer her şey daha sonra doğal olarak yerine oturacaktır.

Düşüncelerimizin kendiliğinden ortaya çıkmasına ve çözülmesine izin verirsek, bir kuş gökyüzünde uçarken, iz bırakmadan aklımızdan geçeceklerdir.

Hayat kırılgandır, çimlerin üzerinde narin bir şekilde asılı olan çiy gibi, ilk sabah esintisinde taşınacak kristal damlalar gibi.

Başkaları için, hatta bize zarar vermek isteyenler için mutluluk dilemek, mutlak mutluluğun kaynağıdır.

Olumsuz eylemlerden vazgeçmeden mutluluğu beklemek, elinizi ateşte tutmak ve yakılmamayı ummak gibidir. Tabii ki, hiç kimse gerçekten acı çekmek, hasta olmak, üşümek veya aç olmak istemez - ama yanlış yapmaya devam ettiğimiz sürece acı çekmeye asla son vermeyeceğiz. Aynı şekilde, olumlu işler, sözler ve düşünceler dışında asla mutluluğa ulaşamayacağız. Olumlu eylem, kendimizi geliştirmemiz gereken bir şeydir; ne satın alınabilir ne de çalınabilir ve hiç kimse buna tesadüfen rastlamaz.

Tüm varlıkların acıları dinsin.

Tüm canlılar için taşan sevgiyi ve neredeyse dayanılmaz şefkati hissetmek, tüm Budaların ve Bodhisattvaların isteklerini yerine getirmenin en iyi yoludur. Şu an için duyarlı bir varlığa dışsal bir şekilde gerçekten yardım edemeseniz bile, şefkat zihninizin dokusuna ayrılmaz bir şekilde örülene kadar aylar ve yıllar boyunca sürekli sevgi ve şefkat üzerine meditasyon yapın.

Engeller hem iyi hem de kötü koşullardan kaynaklanabilir, ancak sizi asla caydırmamalı veya alt etmemelidirler. İyiyi kötüyü ayırt etmeden tüm canlıları ayrım gözetmeksizin destekleyen dünya gibi olun. Dünya sadece orada. Uygulamanız, karşılaştığınız zor durumlarla güçlendirilmelidir, tıpkı güçlü bir rüzgardaki şenlik ateşinin sönmemesi, daha da parlak yanması gibi.

Bir yaz şimşeği ya da bir el dalgası gibi bu hayatın ne kadar çabuk biteceğini asla unutma. Artık dharma'yı uygulama fırsatına sahip olduğunuza göre, başka hiçbir şey için tek bir dakikanızı boşa harcamayın.

Sevgi ve bağlılık, gerçek cömertliğin temelidir.

Acı verici duyguların tehdidi altında yaşıyoruz: öfke, arzu, gurur, kıskançlık vb. Bu nedenle bunlara her zaman uygun panzehir ile karşı koymaya hazır olmalıyız. Gerçek uygulayıcılar, şaşmaz farkındalıklarıyla tanınabilirler.

Güneş ışığı bir kristalin üzerine düştüğünde, gökkuşağının tüm renklerinden ışıklar belirir; Ancak kavrayabileceğiniz hiçbir maddeleri yoktur. Aynı şekilde, sonsuz çeşitliliklerindeki tüm düşünceler tamamen maddesizdir.

Yolcunun bir tren penceresinden gördüğü kasaba ve kırlar treni yavaşlatmaz ve tren onları etkilemez. İkisi de diğerini rahatsız etmiyor. Meditasyon yaparken zihninizden geçen düşünceleri bu şekilde görmelisiniz.

..Geçmiş, yalnızca şu anda tutulan güvenilmez bir anıdır. Gelecek, sadece mevcut kavramlarımızın bir yansımasıdır. Şimdiki zamanın kendisi, onu kavramaya çalıştığımız anda yok olur. Öyleyse neden sağlam bir zemin yanılsaması yaratmaya çalışmakla uğraşıyorsunuz?..

Düşüncelerinizin ve deneyimlerinizin onları hiç kavramadan gelip gitmesine izin verin.

Uygulamanız, karşılaştığınız zor durumlarla güçlendirilmelidir, tıpkı güçlü bir rüzgardaki şenlik ateşinin sönmemesi, daha da parlak yanması gibi.

Nefretin doğasını inceleyin; Bunun bir düşünceden başka bir şey olmadığını göreceksiniz. Onu olduğu gibi gördüğünüzde, gökyüzünde bir bulut gibi eriyecektir.

Manzaraya sahip olduğunuzda, samsara'nın sanrısal algıları zihninizde ortaya çıksa da, gökyüzü gibi olacaksınız; Önünde bir gökkuşağı belirdiğinde, özellikle gurur duymaz ve bulutlar göründüğünde, özellikle hayal kırıklığına uğramaz. Derin bir memnuniyet duygusu var. Samsara ve nirvana'nın cephesini gördüğünüzde içeriden kıkırdarsınız; Manzara sizi sürekli eğlendirecek, her zaman köpüren küçük bir iç gülümsemeyle.

Güzel bir ülke rüya gibi bir yanılsamadır. Ona sarılmak anlamsızdır. Olumsuz duyguların içsel güçleri fethedilmedikçe, dış düşmanlarla çekişme asla bitmeyecek.

Samsara ve nirvana'nın ötesine geçmek için boşluğun ve merhametin iki kanadına ihtiyacımız olacak. Şu andan itibaren, bu iki kanadı korkusuzca gelecek yaşamın gökyüzüne uçmak için kullanalım.

Bağlılık, yolun özüdür ve aklımızda gurudan başka bir şey yoksa ve ateşli bağlılıktan başka bir şey hissetmiyorsak, meydana gelen her şey onun kutsaması olarak algılanır. Bu sürekli mevcut bağlılıkla basitçe pratik yaparsak, bu duanın kendisidir. Tüm düşünceler guruya bağlılıkla dolduğunda, bunun olabilecek her şeyle ilgileneceğine dair doğal bir güven vardır. Tüm formlar gurudur, tüm sesler duadır ve tüm kaba ve ince düşünceler bağlılık olarak ortaya çıkar. Her şey, gökyüzünde çözülmüş düğümler gibi, mutlak doğada kendiliğinden özgürleşir.

...merhametin gücü ile başarılamayacak hiçbir şey yoktur.

Özü olmayan düşüncelerin sizin üzerinizde bu kadar fazla güce sahip olmasının mantıklı bir nedeni yoktur ve onların kölesi olmanız için hiçbir neden yoktur

Doğduğun gün ölmeye başladın. Bir dakikanızı daha fazla boşa harcamayın!

Eğer insan hayatının değerinin gerçekten farkında olsaydı, onu dikkat dağıtıcı şeylere ve kaba hırsların peşinde koşarak boşa harcamak kafa karışıklığının zirvesi olurdu.

Egoya tutunmayı bugün yenersen, bu gece aydınlanacaksın.

Ölüm nihayet geldiğinde, fenomen dünyasının gerçekte ne kadar rüya gibi ve kalıcı olmadığının farkında olarak onu eski bir arkadaş gibi karşılayacaksınız.

Ölüm bugün üzerinize şimşek gibi çökecek olsa bile, geride kalanlar için hiçbir kalıntı bırakmadan, üzüntü ve pişmanlık duymadan ölmeye hazır olmalısınız. Mutlak görüşün tanınmasında kalarak, bu hayatı mavi gökyüzüne yükselen bir kartal gibi bırakmalısınız.